Ahiret hem isteyen, hem de istenendir
İmam Cefar’in (a.s) oğlu yedinci hak İmam, İmam Musa Kazım Hazretlerinin meşhur ‘Akıl Risalesinden) bir bölüm
Ey Hişam! Akıllı insanlar dünyanın fazlalıklarını terk etmişlerdir, günahları mı terk etmeyecekler? Oysa dünyayı terk etmemek erdemlilik, günahları terk etmekse zorunluluktur.
Ey Hişam! Akıllı insanlar, dünyadan uzaklaşıp ahirete yöneldiler. Çünkü dünya hem isteyen, hem istenendir.
Ahiret de hem isteyen, hem istenendir. Bir kimse ahireti isterse, dünya da onu ister. Böylece dünyadan payına düşen rızkı eksiksiz alır. Bir kimse dünyayı isterse ahret de onu ister. Böylece ölüm gelip çatar, hem dünyasını, hem de ahiretini alt üst eder. Planlarını bozar.
Ey Hişam! Malsız zenginlik, kıskançlıktan kurtulmuş huzurlu bir kalp ve dinde esenlik isteyen bir kimse, olgun ve eksiksiz bir akıl vermesi için Allah'a yakarmalıdır.
Çünkü aklını kullanan insan, kendisine yetene kanaat getirir. Kendisine yeterli olana kanaat getiren, kendini başkasına muhtaç görmez ama kendisine yeterli olan şeye kanaat getirmeyen, hiçbir zaman doymaz, ebediyen zenginlik elde edemez.
Ey Hişam! Allah salih toplulukların 'Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lütfü en bol olan Sensin' Lokman, 25 dediklerini anlatıyor.
Çünkü onlar kalplerin haktan saptıklarını ve eski körlüklerine ve alçaklıklarına geri döndüklerini biliyorlardı.
Allah tarafından kendisine akıl bahşedilmeyen kimse, Allah'tan korkmaz. Bir kimse, Allah tarafından akılla ödüllendirilmemişse, o kimse kalbinde algılayacağı ve gerçekliğini hissedeceği sarsılmaz bir bilgi üzere sebat göstermez.
Zaten sözleri fiillerini doğrulayan ve gizlisi açığına uygun olan kimselerden başkası bu dereceye erişmez. Çünkü Allah, akılın gizlisini ancak onun açığı ve konuşanı ile gösterir.
Ey Hişam! Emîrü'l-Mü'minîn Ali b. Tâlib şöyle derdi: 'Allah'a, akıldan daha üstün bir şeyle ibadet edilmiş değildir.
Şu çeşitli hasletlere sahip olmadıkça, insanın aklı tamamlanmış olmaz: Küfür ve kötülükten yana ondan emin olunur. Ondan doğruluk ve hayır umulur. Malının fazlasını dağıtır. Sözünün fazlasını içinde tutar.
Dünyadan aldığı pay ise sadece beslenmektir. Yaşamı boyunca kesinlikle ilme doymaz. Allah ile beraberken zelil olmak, onun nazarında başkalarının yanında aziz olmaktan daha iyidir. Tevazu ona göre şereften daha iyidir.
Başkasının sergilediği az miktardaki iyilikleri çok görür, kendi sinin sergilediği çok miktardaki iyilikleri ise azımsar. Bütün insanları kendisinden daha iyi görür.
Kendi yanında kendinin, insanların en kötüsü olduğunu düşünür. İşte bu işin tamamıdır.'
Ey Hişam! Dili doğru olanın ameli temiz olur. Niyeti iyi olanın rızkı artar.
Kardeşlerine ve ailesine iyilik ve ihsanda bulunan kimsenin ömrü uzun olur.
Ey Hişam! Cahillere hikmeti öğretmeyin, hikmete zulmetmiş olursunuz. Ehil olanlara da öğretmezlik etmeyin, onlara zulmetmiş olursunuz.
Ey Hişam! Onlar, hikmeti size bıraktıkları gibi, siz de dünyayı onlara bırakın.
Ey Hişam! İnsanlığı, kişiliği olmayanın dini de olmaz. Aklı olmayanın da insanlığı, kişiliği olmaz. En yüksek mertebede olan insan, dünyayı kendisi için bir değerli pay olarak görmeyen kimsedir. Sizin bedenlerinizin asıl fiyatı Cennet'tir. Bedenlerinizi Cennet'ten başka bir fiyata satmayın.
Ey Hişam! Emîrü'l-Mü'minîn şöyle derdi: 'Bir meclisin başköşesine ancak şu üç özelliği içinde taşıyan kimse oturur: Bir soru sorulduğu zaman cevap verir. İnsanların güçlük çektikleri durumlarda konuşur. Ailesinin yararına olan görüşler ortaya koyar.
Bir kimsede bu özellikler yoksa gidip meclisin baş kösesine oturursa, o kimse ahmaktır.'
Akıl ve anlayış
Kuşkusuz Yüce Allah, Kitabında akıl ve anlayış sahiplerini müjdelemiş ve buyurmuştur ki: ‘Dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah’ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır. Gerçek akıl sahipleri de onlardır
"Kuşkusuz Yüce Allah, Kitabında akıl ve anlayış sahiplerini müjdelemiş ve buyurmuştur ki: 'Dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.'
Ey Hişam b. Hakem! Yüce Allah, insanlar için kanıtları akıl aracılığıyla tamamlamıştır. Açıklama ile onlara iletmiştir. Çeşitli kanıtlarla onlara Rab'liğini göstermiş ve buyurmuştur ki:
'İlâhınız bir tek Allah'tır. O'ndan başka ilâh yoktur. O, Rahman'dır, Rahim'dir. Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri arkasında gelmesinde, insanlara fayda veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah'ın gökten indirip de ölü hâldeki toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde düşünen bir toplum için birçok deliller vardır.'
Ey Hişam! Allah bunun bilinmesinin ve insanların kendilerini yöneten bir İlâhî gücün olduğunu anlamasının kanıtı olarak gözler önüne sermektedir.
Nitekim Allah bu hususla alakalı olarak şöyle buyurmuştur: 'O, geceyi, gündüzü, güneşi ve Ay'ı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da, Allah'ın emri ile hareket ederler. Şüphesiz ki, bunlarda aklını kullananlar için pek çok deliller vardır.'
'Ha, mim. Apaçık Kitab'a and olsun ki, biz akılınızı kullanmanız (anlayıp düşünmeniz) için onu Arapça bir Kur'an kıldık.'
'Yine O'nun delillerindendir ki, size korku ve ümit vermek üzere şimşeği gösteriyor, gökten su indirip ölümünün ardından arzı onunla diriltiyor. Doğrusu bunda, aklını kullanan bir kavim için (alınacak) dersler vardır.'
Ey Hişam! Sonra Allah, akıl sahiplerine öğüt vermiş ve onları ahretteki nimetleri arzulamaları için teşvik etmiş ve şöyle buyurmuştur: 'Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Muttaki olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?'
'Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve süsüdür. Allah katında olanlar ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ buna aklınız ermeyecek mi?' (Kasas 60)
Ey Hişam! Sonra O, akıllarını kullanmayanları azabından korkutmuş ve şöyle buyurmuştur: 'Sonra diğerlerini yok ettik. (Ey insanlar) elbette siz de sabah ve akşam ona uğruyorsunuz. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?' (Saf, 136-138)
Ey Hişam! Akıl, illimle beraberdir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur: 'İşte Biz bu temsilleri insanlar için getiriyoruz fakat onları ancak bilenler düşünüp akılları ile anlayabilirler.' (Ankebût, 43)
Ey Hişam! Sonra Allah, akıllarını kullanmayanları şöyle yermiştir: 'Onlara (müşriklere) Allah'ın indirdiğine uyun denildiği zaman onlar, hayır biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız, dediler. Ya ataları bir şey anlamamış (akıllarıyla bir şeyi kavrayamamış), doğruyu da bulamamış idiyseler?' (Bakara, 170)
'Şüphesiz Allah katında canlıların en kötüsü, akıllarını kullanmayan (düşünmeyen) sağırlar ve dilsizlerdir.' (Enfal, 22)
'And olsun ki onlara, gökleri ve yeri kim yarattı diye sorsan, mutlaka Allah derler. De ki: Öyleyse övgü de yalnız Allah'a mahsustur ama onların çoğu bilmezler.' (Lokman, 25)
Ey Hişam! Sonra Allah çoğunluğu yermiş ve buyurmuştur ki: 'Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan seni, Allah'ın yolundan saptırırlar.' (Lokman, 25)
'Fakat onların çoğu bilmezler.' En'am 37
'Onların çoğunluğu aklını kullanmaz.' Mâide, 103
Ey Hişam! Sonra Allah azınlığı övmüş ve şöyle buyurmuştur: 'Kullarımdan şükredenler azdır.' (Sebe, 13) 'Bunlar da ne kadar az.' (Sa'd, 24) 'Zaten onunla beraber pek azı iman etmişti.' (Hûd, 40)
Ey Hişam! Allah, temiz akıl sahiplerini en güzel niteliklerle anmış, onları en göz alıcı süslerle bezemiş ve şöyle buyurmuştur: 'Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar.' (Bakara, 269)
Ey Hişam! Allah, Kitab'ında buyuruyor ki: 'Şüphesiz bunda, kalbi olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.' (Kaf, 37)
Ayette geçen kalp kelimesinden maksat akıldır. 'Ant olsun Biz Lokman'a hikmet verdik.' (Lokman 12)
Yani anlayış ve akıl verdik. Ey Hişam! Lokman oğluna şunları söyledi: 'Hak karşısında mütevazı ol ki, insanların en akıllısı olasın. Oğulcuğum! Dünya derin bir denizdir. Orada nice âlemler batıp gitmiştir.
O hâlde, bu denizde Allah korkusu, senin gemin olsun. Bu geminin içeriği, iman olsun. Geminin yelkeni tevekkül olsun. Kaptanı, akıl olsun. Kılavuzu ilim olsun. Demir atması da sabır olsun.' İmam Musa Kazım eseri, Akıl Risalesi)

